Blog

  1. Anasayfa
  2. Blog

İngilizce Öğrenirken Yapılan En Büyük Hatalar!

İngilizce dünya genelinde en yaygın kullanılan ve en yaygın öğrenilen dillerden biri fakat öğrenme sürecinde bazı önyargılara sahibiz ve çeşitli hatalar yapabiliyoruz.

Bu yazımızda yapılan bazı hataların neler olduğunu birlikte göreceğiz.

‘Anlıyorum ama konuşamıyorum.’

Aslında bazı şeyleri yeterince anlamakta da zorluk çekiyoruz ama bu sorun pratik yapma eksikliğinden kaynaklanıyor. Pratik yapmadan ve hazırlanmadan yapılan çaba maalesef boşa gidiyor. Konuşmaya gelince korku ve stres yüzünden çok zorlanıyoruz ama aslında rahat olabilirsek ve yavaş yavaş konuşmalara dahil olabilirsek bu sorunu rahatlıkla aşabiliriz.

Aksan yapmak

Dili tabii ki en iyi şekilde öğrenmek herkesin hayali fakat zorlayarak Amerikalı veya İngiliz gibi konuşmaya çalışmaktan, konuşma korkumuzu yenmeye fırsatımız olmuyor. Unutmayın, dünyada milyarlarca insan İngilizce konuşuyor ve bu kişiler sadece Amerikalı veya İngiliz değil! Yurtdışından gelmiş biri, bir kelime ile sizlere ‘Sultanahmet’ derse, muhtemelen bu kişinin Sultanahmet’e gitmek istediğini anlayıp hemen yol tarif etmeye kalkabilirsiniz. Aynı şekilde mükemmel olmasanız da, karşınızdaki kişiler sizi ‘kırık’ bir İngilizce ile konuşsanız dahi anlayabilir.

Gramer kötü ben Konuşcam(!)

Evet, dil bilgisi yorucu ve detaylı olabilir ama dil bilgisine hiç hâkim olmadan dili kullanmanız elbette mümkün değil. Bazı temel bileşenleri bilmek, anlaşılır cümleler kurabilmek için bir zorunluluk. Temel düzeyde bir dil bilgisi eğitimi sizin yararınıza olacaktır. Ülkemizde Gramer bilgisi üzerine yıllarımızı vererek dili konuşmadan öğrenmeye çalışıyoruz ama öte yandan gramer sanki hiçbir işe yaramıyormuş gibi davranmak ne yazık ki manasız.

Kelime listeleri

Dil öğrenmek bir sürece tabidir ve kelime dağarcığını geliştirmek sizi bir ‘native’ misali ileri seviyelere taşıyabilecektir. Ancak kelimeleri ‘rote learning’ dediğimiz bir tarzda, sadece listeler üzerinden ezberlemeye kalkarsanız ezberlemiş olsanız dahi tek bir anlamla cümle içerisinde bunu algılamanız zorlaşacaktır. Ezberlenen ibareler zamanla kullanılmayarak unutulacaktır. Kelime öğrenirken, cümle kullanımı, ‘Chunk’ halinde kullanım, gruplama, resimleştirme ve hikayeleştirme gibi yöntemleri daha fazla kullanabilirsiniz.

Okumadan yazanlar, dinlemeden konuşanlar

Dil, dört temel beceri üzerine kurulan bir sistem; dinleme, okuma, konuşma ve yazma. Alıcı beceriler geliştirilmeden maalesef üretici becerilerin gelişmesi çok zor. Alıcı beceriler ise Dinleme ve Okuma becerilerinden geçiyor. Dinleme ve okuma becerileri geliştikten sonra Konuşma ve Yazma, yani üretici becerilerinizin de geliştiğini göreceksiniz. Okuma daha çok yazmaya, dinleme ise daha çok konuşma becerilerine katkı sunacaktır.

Deli miyim ben? (kendi kendine konuşanlar)

Dil öğrenmede azımsanmayacak bir beceri olan kendi kendine konuşmanın etkisinden söz etmek istiyorum. Her ne kadar bu durum mantıksız görünse de, lafın lafı açması, kendi kendiniz ile konuşunca dil becerilerinizi kesinlikle olumlu yönde ilerletecek. Hayır deli değilsiniz J

Ben öğrendim bitti

Dil yaşayan bir varlık gibi hayatımızın içerisinde. Dil, kullanılmadıkça yok olan ve gerileyen canlı bir olgudur. Yıllar yılı ana dilinizi konuşmamak, sizi kendi dilinizde konuşma konusunda bile geriletebilecektir. Dil öğrenildikten sonra sabit kalan bir beceri değildir ve sürekli iletişimde kalmak sizi zinde ve yeterli tutacaktır. Bu yüzden süreçte ilerledikten sonra dahi pratik uygulamaları bırakmamanız gerekiyor.

Ya hep ya hiç!

‘Ben biraz denedim olmadı ya vazgeçtim.’ Bu ifadeyi aslında hayattaki bir çok şeyde görebiliriz. Çaba sarf ederken bir şeyin hemen olmasını, hemen sonuç almayı ve ürüne ulaşmayı çok seviyoruz ama dil öğrenimi uzun soluklu bir süreç ve bu süreç sabırdan beslenir. Hızlı bir şekilde uyuyarak İngilizce öğrenme, hızlandırılmış bir ayda konuşma gibi olaylar, dil öğreniminde maalesef çok mümkün değil. Biraz sabırlı olup kendinize zaman vererek dilinizi rahatlıkla geliştirebilişiniz ama lütfen biraz sabır ve azim!

‘Translate çok iyi ya bize yeter.’

Efendim yetmez. Translate gerçekten son yıllarda çok kullanışlı hale geldi fakat konuşmaya gelince ve yazılı olmayan bir durumla karşılaşınca afallarsınız. Çeviri platformları size sadece fikir ve bir taslak verir ama bunlar maalesef hala yeterince güvenilir değil ve doğru kullanılmadığında sizleri utandıracak sonuçlar bile verebilir.

‘Fine thanks and you, thank you sit down.’

‘Yahu, her gün beş cümle öğrensen bir yılda bu işi çözersin. Kursla falan ne işin var!’ Maalesef sadece cümle ezberlemekle iş olmuyor. Yıllarca okullarda dil eğitimi almaya çalışıyoruz ama dil bilgimiz: ‘How are you today?’ Sorusuna karşı ‘Fine, thanks.’ cümlelerini ezberden söylemekten ibaret. Karşılığında ‘What about you?’ gibi bir ifade yerine ‘and you’ diyesimiz geliyor. İşte bunlar hep ezberleme eğiliminden!

Ah, keşke tek seferde bir çip taksak da mükemmel bir şekilde her dili konuşabilsek ama maalesef mümkün değil. Şimdi size bu sorunların hepsini rahatlıkla ve yorulmadan çözeceğiniz bir yöntem söylemek istiyorum. Konuşarak en iyi şekilde öğrenebileceğiniz ve günün her saati yoğunluğunuzda bile dil öğrenebileceğiniz bir platform mevcut. Hem dört temel becerinizi hem de temel gramer bilginizi geliştirebileceğiniz, 7/24 erişim sağlayabileceğiniz kaynakları olan, yabancı hoca destekli ve çevrimiçi canlı dersler yapabileceğiniz mükemmel bir platformla İngilizce öğrenmeyi kendiniz için oldukça kolay bir hale getirebilirsiniz. Sorunlarınızı bilen bir sistemle İngilizcekursu.com sizi başarıya kolaylıkla ulaştıracak. En iyi çevrimiçi İngilizce kursu olan ‘ingilizcekursu.com’ ile online ders aldığınızda başka hiçbir platforma ihtiyacınız olmayacak.